Latince’de ‘agora’ alışveriş yapılan pazar yeri, ‘phobus’ ise korku anlamına gelmektedir. Agorafobi temel olarak belirli durumlarda kaygı yaşama ve bu durumlardan kaçınma ile kendini gösterir. Toplu taşıma araçları (otomobil, otobüs, tren, gemi, uçak), açık yerler (otopark, alışveriş merkezleri, köprüler), kapalı yerler (mağaza, tiyatro, sinema), sırada bekleme, kalabalık bir yerde bulunma veya evin dışında tek başına olma kaçınılan durumlara örnek olarak verilebilir.

Kaçınma nedenleri farklılık gösterebilir. Kişiler, panik benzeri belirtiler nedeniyle utanç ya da yetersizlik hissi yaşamaktan korkuyor olabilirler ve böyle bir durumda kaçamayabilecekleri ya da yardım alamayabilecekleri için kaçınıyor olabilirler. Kusma, bayılma, çıldırma, hareket edememe, ölme, yaşlılarda düşme ve altına kaçırma korkusu gibi kontrolünü kaybetme korkusu olabilir.

Agorafobi hastalarının kendilerini rahat hissettikleri bir ‘güvenli alan’larının olmasına sık rastlanılır. Bu evleri olabilir. Bu güvenli alandan özellikle de yalnız olduklarında çıkmaktan kaçınırlar. Olmasından korktukları ya da baş edemeyeceklerini düşündükleri tahmini tehlikeden kendilerini korumak için yaptıkları ‘güvenlik sağlayıcı davranışları’ olabilir. Bu davranışlar açık (kaçma, kaçınma, güvenilir bir kişinin eşlik etmesi gibi) veya gizli (çıkışa yakın oturma, koruduğunu düşündüğü bir nesneyi yanında taşıma gibi) olabilir.

Agorafobi tek başına ortaya çıkabileceği gibi, panik bozukluk ve diğer kaygı bozuklukları, depresyon ve madde kullanım bozuklukları ile eşzamanlı olarak da gelişebilir

Agorafobi, beklenmedik bir panik atak sonrası aniden veya zaman içerisinde kendiliğinden başlayabilir. Sıklıkla 20li yaşlarda başlamaktadır ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir. Tedavi olunmaz ise hastalık genellikle süreğen bir seyir izlemektedir.