Depresyon, sadece “kendini keyifsiz –üzgün hissetme hali” değildir. İnsanın günlük yaşamında keyifli-keyifsiz, mutlu-mutsuz hissedeceği anlar-zamanlar olmakla birlikte; “keyifsiz, üzgün, çökkün” ruh halinin belli bir süreden uzun sürmesi, tüm yaşam alanlarını kapsaması ve yanına bazı şikayet/sorun kümelerinin de eklenmesi ile giden psikiyatrik bir bozukluktur.
Çökkünlük, derin bir üzüntü, keder, bazen bunlara ek olarak bunaltılı-kaygılı bir ruh haliyle birlikte düşüncede, konuşmada, harekette ve bedensel işlevlerde yavaşlama/durgunlaşma ve ek olarak değersizlik,güçsüzlük, umutsuzluk, isteksizlik gibi duygu ve düşüncelerle giden, çabuk sinirlenme halinin görülebileceği bir sendrom olarak tanımlanabilir.
Depresyonun değişik sınıflamaları olmakla birlikte en sık karşılaşılan ve klinik olarak en önemli olan alt tipler Major Depresif Bozukluk ve Bipolar (manik –depresif bozukluk) Tip 1 de gözüken depresif ataktır. MDD (Major depresif Bozukluk) ‘ nin yaşam boyu sıklığı ortalama %15 olarak kabul edilir, yani her 100 kişiden 15 i yaşamlarının bir dönemi Major Depresif Bozukluk kriterlerine uyacak bir dönemden geçmiştir. Bu oran kadınlarda %25’ lere ulaşır.
MDD kültür ve yaşanan ülkeden bağımsız olarak kadınlarda erkeklerden 2 kat fazla gözükür.
MDD ‘nin başlangıç ortalama yaşı 40 kabul edilir. Hastaların % 50’sinde başlangıç 20-50 yaş arasındadır. Son yıllardaki veriler 20 yaş altı depresyon sıklığının arttığı konusunda dikkat çekmektedir.
İlk defa major depresif atağı geçiren hastaların yaklaşık %50’ sinde bu ilk tanımlanan ataktan önceki dönemde tanımlanan önemli depresif belirtiler bulunur. Bu gözlem ile erken ortaya çıkan belirtilerin tanısı ve tedavisi ile tam bir depresif atağın gelişmesi engellenebilir.
Tedavisiz depresif ataklar 6-13 ay, tedavi edilen çoğu atak ise 3 ay kadar sürer. Tedavi edilmemiş ya da tedavisi erken kesilmiş MDD hastalarında zaten var olan tekrarlama ihtimali artar.
Tedavide kullanılan farklı gruplardan antidepresan ilaçlar hastanın özelliklerine göre seçilir ve uygun dozda uygun süre kullanılması önerilir. İlaç dışı yöntemler de (terapi yöntemleri, günlük yaşam düzenlemeleri, sosyal destek ) tedavinin başarısı önemli oranda olumlu etkiler ve depresyonun tekrarlama oranlarını azaltır.